
Evet yanlış okumadınız, en büyük korkumuz duygusal olarak birine yakınlaşmak ve sevilmektir. Çünkü sevilmek birçok korkunun anahtarıdır ve o kapıdan geçtiğinizde içeride kaybetme korkunuz ve ölüm korkunuz sizi bekliyor olacaktır.
Sevgiyi bulmak ne kadar zordur bu tartışılabilir, fakat sevgiyi bulduktan sonra bunu Kabul etmek daha da zordur. Benim için sevmek hiç zor olmadı, bu konuda çoğunuzu anlayamayabilirim, fakat sevilmek istemeyen, korkan, kaçan, birçok insan tanıdım. Bunu tolere etmek benim için sevmekten daha zordu.
Yakın ilişkiler gerçekten de hayatımızın vazgeçilmez bir parçası, bugün yazıcak olduklarım ben dahil hepimizi ilgilendiyor.
Aşk güzeldir, gerçek aşk daha da güzeldir, koşulsuz aşk en güzelidir. Fakat tüm bu güzel duygular, gölgelerini de beraberinde getirir, yani sevgi bazen nefreti, güven bazen korkuyu getirir. Bir kişi karşındakine ne kadar yoğun duygular besliyorsa, o kadar yoğun bir anksiyete ve korku içine düşebilir. Bunun nedenlerini kısaca açıklamak isterim.
Bunun sebebi çoğunlukla çocukluğumuza dayanır. Çocukken duygusal anlamda bir reddedilme veya ağır duygusal acı yaşamış isek, kendimizi kaparız. Kapatırız ve açmamak üzere bunu yaparız. İhtiyaç duyduğumuz sevgi yerine ise fantaziler koyarız, çünkü onlar bizi incitemez, onları kendi aklımızda, içimizde yaşarız ve o şekilde hayatımızı sürdürürüz. Ta ki biri gelip sizi gerçekten sevene dek.
Birinin sizi sevdiğinden emin olduğunuzda, daha önce acı hisettiğiniz tüm duygusal ilişkileriniz bir anda su yüzüne çıkacaktır. Bunların su yüzüne çıkmasının sebebi iyileşmek için kendilerine deva aramalarıdır, acı dolu bir kalp, sevgiyi tutmakta zorlanır. Bundan dolayı tüm bu acılar ve korkular su yüzüne çıkacaktır. Şöyle ki:
Eğer çocukluğumuzda, aynı benim yaşadığım gibi, anlaşılmakta güçlük çekmişseniz veya sanki ebebeyinleriniz siz yokmuş gibi yapmışsa, kendimize karşı negatif inançlar geliştiririz. Kendimizi gereğinden fazla eleştirir, asıl olduğumuz şeyi görmeyiz. Siz bu şekilde yetişkinliğe ve hatta ortayaşa eriştiğinizde birinin sizi gerçekten kim olduğunuzu bilerek sevmesi, harika bir fırsat iken birden bu, sizin için bir kabusa dönüşebilir. Çünkü hakkınızda düşündüğünüz o kişi sevilemezdi, şimdi nasıl oldu da seviliyorum deyip kendinizle ilgili tam bir çelişki yaşarsınız. Kapıyı da kapalı tuttuğunuzdan, bu yeni hayatınıza giren kişinin sizin zannetiğiniz kişiliğiniz, kimliğiniz ve benliğiniz ile nasıl sevdiğine inanamazsınız. “İnanmıyorum” “Güvenmiyorum” “Bu doğru olamaz” gibi düşünceler ve sevildiğinizin inkarı aklınızda belirecektir ve en önemlisi şu eski dostunuz “Yakın ilişki kurma” korkunuz.
Yakın ilişki kurma korkusu hiç yabana atılacak bir korku değildir. Çünkü bu korku beraberinden sevdiğinizi kaybetme, terk veya ölüm ile, daha sonrasında da kaybetme korkunuz üzerinden ölüm korkusunuzu beraberinde getirir. Ölüm korkusu hepimizin içinde var olan temel bir korkudur. Fakat burda ölümden korkan siz değil egonuzdur.
Diyelim ki bu konuda biraz yumuşadınız, bu sevgiye bir doğru olma ihtimali verdiniz, sevilmenin tadını çıkartıyorsunuz. Sevilmek size hayattan daha çok keyif alır hale getirecektir, bu da aslında ölüm korkunuzu gene tetikleyecektir. Yani böyle mutlu yaşasak bile sonunda ölüm var gibi egonuz size yanlış yönlendirmelerde bulunacaktır. Hatta karşınızdakine karşı hisettiğiniz o eşsiz ve güzel duygularınızı ve karşınızdaki kişinin sizde en cok sevdiği özelliklerinizi ondan mahrum bırakarak sizden uzaklaşmasını sağlamaya çalışabilirsiniz.
Burada yapılacak en doğru hareket sizi seven kişeye kalbinizin kapısını açmanızdır. Onu içeri alın. Sevilmeye karşı aldığınız tüm engelleri kaldırın. Bu engellere özgürlüğünüzün kısıtlanacağı korkusu da dahildir. Tam tersi gerçek bir sevgi sizi özgür kılar, o kendinizi kapattığınız yerden çıkmanızı ve hayatınızı laikiyle yaşamanızı sağlar. Korkularınızın üzerine gidin, göreceksiniz ki hayatta sevilmek kadar güzel ve kolay birşey yoktur. Çünkü sevilmek için hiçbirşey yapmanız gerekmez, karşınızdakini itmeyin yeter.
Bir bakmışsınız ki bir gün, sevgiyi vermek de almak kadar size kolay gelmeye başlamış…
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.