İkizalevler ve çekirdeğe ulaşmak / Twinflames and reaching the seed

Çekirdeğe ulaşma konusu burada kısaca anlatamayacağım kadar derin ve uzun bir öğretidir, buna rağmen size ışık tutacağına inandığım şekilde açıklamak isterim. Buradaki çekirdekten kasıt, içinizdeki tanrının ışığına, özüne, çekirdeğine, tohumuna ulaşmak manasındadır. İkizalevlerde bu 12. Kademede olur, yani ikizalevler 11. Kademede biraraya gelirler ruhani anlamda ve sonrasında da beraber öze ulaşırlar.

Bazı inanışlara göre çekirdeğe tek bir ikizalev de ulaşabilir ve diğeri onu takip edebilir ve burada birleşme yaşanır. Öze ulaşan ikizalev allah aşkını tattığı için burada ikizalevine karşı duyduğu bağımlılık yok olacaktır. Bu aşamada veya fazda demek daha doğru olur, ona bütün kapılar açılır ve aslolan hayatı başlar. Mevlananın postuna sahip Hasan dede birgün katıldığım bir söyleşisinde şöyle demişti “keşke insanlar kaderini yaşayabilse”. Bunun ardındaki derin mana şudur. Her insan bu öze ulaşana kadar, egosunu, düşüncelerini, korkularını veya her nasıl adlandırmak isterseniz karmasını yaşar. Kader demek bize öğretildiği gibi acı çekmek değildir. Asıl kader hayat amacını yaşamaktır ve onu ruh boyutundan dünya boyutuna indirebilmektir. Her kim ki kendini bulur o zaman kaderini yaşamaya başlar ve bu andan sonra öncesi sanki bir rüya gibi gelir. Gerçekten yaşamak için de özümüze bağlı olmamız şarttır, ruhumuza bağlı olmamız şarttır, aksi takdirde çabalar, hayatta tutunmaya çalışırız, öteki türlü hayat sizin için olur.

Çok da konuştum şimdi konumuza dönelim. Çekirdeğe ulaşmak için gidilen yolda, ikizalevler birbirlerini şu şekilde yansıtırlar ve bu dinamik hemen hemen her ruh evresi için geçerlidir. İkizalevinizin negatif duygularını hissedersiniz çünkü sizin negatifiniz içten dışa yansırken onun ki dıştan sizin içinize yansır. Bu da size iyileştirmeniz gereken noktayı işaret eder. Bunu sakın şu şekilde anlamayın, bu ikizalevimin hisleri, onun problemi benimle ilgilisi yok, böyle birşey yoktur. O size, sizin kendinizle ilgili probleminizi yansıtır. Bu durumu egonuzun kabul etmesi çok zordur, bundan dolayı da birleşme aşamasına gelmek uzun sürüyor. Çünkü burada anlaşılması gereken konu, birtek özün olduğudur, yani aynı özden geldiniz, hepimiz için bu geçerlidir. Bir insanı herhangi birşeyle yargılıyorsanız içinize baktığınızda gölge tarafınızda aynı özelliği bulabilirsiniz yada o yargıladığınız kişiye benzemekten korktuğunuzu yani onu içten içe reddettiğinizi görebilirsiniz. Tabi buna cesaret edebilirseniz.

İşte bu yüzden ikizalev bir süreçtir. Bu bir süreçtir ve bir amacı vardır. Bunu bu şekilde anlarsanız daha rahat ilerleyebilirsiniz. Bu süreci siz kontrol edemezsiniz sadece geleni karşılar ve yaşarsınız. Sonuçta varacağınız yer aynıdır.

Kendiniz de içinizde bir korku oluştuğunda bunu ikiziniz alır ve dıştan içe doğru hisseder. İçinde bunu bir mesele haline getirir ve dışarı doğru davranışlarına yansıtır. Oysa bu sizin korkunuzdur ve böylelikle korkunuzla yüzleşirsiniz.

İkizalevlerin ikiz olma durumu birbirlerine benzemelerinden değil tam tersine birlerini yansıtmalarından, ters bir şekilde durmalarından, birbirlerinden öğrenme sürecinde olduklarından gelir. “Ay biz aynıyız ben onu ondan çok seviyorum” yanlış bir bakış açısıdır. O sizin “aynınız değil aynanız”dır. Bunu anlamaya çalışın ve ikizalevinizin aynı konuda farklı düşünmesine izin verin, ondan öğrenmeye çalışın ve böylelikle zenginleşin. Çünkü elinizdekilerle ve bildiklerinizle ve düşüncelerinizle buraya kadar geldiniz, şimdi faz faz ileri gitme zamanı, yavaş yavaş beraber ilerleyin, koşmayın ve benimki doğru seninki yanlış demeyin. Orta noktalarda buluşup egonuzu törpüleyin.

Evli ve bağımlı ilişki yaşayan ikizalevler, bu ay hayatınızda önemli değişiklikler olabilir. Tek yapmanız gereken bırakmak ve kaderinizin olmasına izin vermektir. Bu basit gibi görünse de aslında aklımızın hapishanesinden çıkmaktan zorlandığımız doğrudur. İkizalevlerin maskülen enerji tarafı bu ay duygusal yakınlaşma ile ilgili korkularını bırakmalı ve feminen enerjiye teslim olmalıdır. Unutmayın kendinizi hapsettiğiniz yerden çıkmanız için, benim de çok yakın bir arkadaşımın yıllar önce bana dediği gibi..

“Anahtar sizde”

Sevgiler