İçimizdeki neşe bizim en önemli parçalarımızdan biridir. Çünkü bize kendi iç dünyamız ile ilgili ışık tutar. Eğer mutsuz isek anlarız ki ters giden birşey vardır. Burada önemli olan mutsuz olma halinden ne anladığımız veya ne çıkardığımızdır. Mutsuz isek bizi mutlu edecek dış dünyaya ait indikatörleri değiştirme ve yönlendirme çabası içine gireriz. Oysa mutsuzluğumuz dışımızda birşeyin ters gittiğine değil de daha ziyade içimizde birşeyin ters gittiğine işarettir.
Dışımızdaki ve hayatımızda olan biteni değiştirmeye çalışmak yerine, orada açılmayan yolları görmek ve yakınmak yerine, içimizde derin ve koşulsuz bir açık olma hali, aslında asıl devamızdır. İçsel bir açılma ile hayata bakış açımızı değiştirmek burada yatan temel bir derstir.
Şimdi içimizde bir nokta bulup oradaki kapıyı açalım. Açalım ki hayat içeri aksın ve bizi yönlendirsin. Herşeyi kontrol etmeye çalışmayın, hele birinin sizi sevmesini kontrol edemezsiniz bunu denemeyin bile. Sade ve kendine özgü olun. Bu size sizin ihtiyacınız olan şeyleri getirecek, hayat kapılarınızı açacaktır.
İster ikizinizle veya ruh bağınız olan kişi ile fiziksel anlamda olun veya olmayın, bu sizin yaşam kalitenizi etkilememeli. İçinizdeki yaşam gücü, hertürlü etkiden bağımsız olarak sürer sadece buna izin vermeniz ve düşünmemeniz önemlidir.
Çoğu feminen enerjideki ikizalev danışanlarımın ortak noktası çok fazla düşüncede ve analizde olmaları, bu durumda kalplerinden gelen sesi duyamamaları. Bırakın sizi düşünceleriniz değil kalbiniz yönlendirsin. Yüzde yüz düşünce gücünü okumuşsunuzdur, şahsen ben okumadım:) feminen enerjinin bir örneği ve öncüsü olarak kalbin gücüne inandım, iç görüme güvendim ve bu şekilde mutlu oldum. Hayatıma yön verdiğim anlanlarda, aldığım kararların tümünde iç görüme ve sezgilerime güvendim, kalbimden gelen enerji ile hareket ettim ve evreni o şekilde büktüm. Aklıma gelen değil de kalbimden geçen oldu ve bence doğrusu da budur.
Feminen enerji olarak kovalama eğilimi sizin tüm enerjinizi dibe çeken şeydir. Birine seni seviyorum demeniz bile o size bunu sık sık söylemiyorsa, bir yalvarıştır. Ne yazik ki bunu görememek tam bir feminen enerjide olmamak, maskülen enerjizin de iyileşmemiş olması manasına gelir. Feminen güç, gücünü aksiyon alarak oldurmakta değil de, sadece manyetik bir alan oluşturup kendine istediğini çekmekle olur. Diğeri yaralı bir maskülenin “beni sev” deme şeklidir.
Geleceği düşünerek ve aldığınız aksiyonların nelere yol açacağını düşünerek yaşıyorsanız bu maskülen bir enerji ve tam teslimiyetten de uzak bir enerjidir. Aynı şekilde maskülen enerji, karar alamıyor ve o anda insiyatif kullanamıyorsa, bu da derinden gelen bir korku ve kalp kırıklığına işarettir.
İçsel neşeniz tüm bunların üstesinden gelmek için iyi bir araçtır. Mutlu olun, özgür olun, hafif olun. Hayatınızdaki herşeyi kontrol etmeye çalışmayın ve önyargılı da olmayın. Bu size yeni kapılar açacak ve içinizde açılan kapıdan da yeni enerjilerin girmesini sağlayacaktır.
O kapıyı açın:)
Kaleminize saglik “unethered soul” adli kitabi okudum oda mutluluga acin kalbinizi, mutsuz dusunce gelince o dusunce dursun ve gitmesine izin verin, siz dusunceleriniz degilsiniz diyordu
BeğenLiked by 1 kişi
balkhititgmailcom: Bahsettiğiniz kitabın türkçe çeviri var mı acaba? Selamlar.
BeğenBeğen
Maskülen dediğiniz şekilde sözlerle duygularını ifade etmiyorsa feminende etmemeli yani. Hareket ve atağı maskülenden gelmesinimi beklemeli ? Biraz kafam karıştı böyle soruncada sanki feminen beklentiye girmiş gibi oluyor. Çekim alanımızı en iyi nasıl oluşturabiliriz acaba Burcu hanım ♥️🌺
BeğenBeğen
Tam olarak cevabı şudur; feminen kalbinin kapılarını sonsuza kadar açmalı ve duygularını yaşamalı, ifade gereği duymadan… aslı budur.
BeğenBeğen
Demek ona duygularımı ifade etmekten son zamanlarda vazgeçme nedenim buymuş. Hem artık yorgunluk hemde içimde hissetmenin verdiği daha fazla haz..
BeğenBeğen