Ayna etkisi / The mirror effect

Ayna etkisi, ruhunuzu size yansıtan durumlar için kullandığım bir terim. Bunun başında da tabiki ikiz aleviniz var. Hepimiz tanrının bir yansımasıyız, bü yüzden eşşiz bir özelliğe sahibiz. İkizalevimiz de tek bir ruh olma durumundan dolayı bizim bir yansımamızdır. Bu aslında yeni bir öğreti değildir islam dünyası için belki de rumi vasıtası ile batı daha yeni yeni bu kavramı anlamakta ve çözümlemeye çalışmaktadır.
Ayna etkisinin bilimsel bir açıklaması da ayna nöronlardan gelir. Mesela masada otururken tuza ihtiyacınız olsa, o anda karşınızdaki sevgilinizin tuzu size uzatması gibi, yada empati yeteneğimizin bir açıklaması olarak başkalarının duygu ve düşüncelerini okuma gibi. Ayna nöronlar karşınızdaki bağlı bulunduğunuz kişinin o anki nöropatik yapısını taklit ederler. O anlık ve tam olarak sebebi açıklanamayan bir durumdur bu.
Bunun gibi ikizaleverde de sebebi tam olarak açıklanamayan durumlar vardır. Mesela birinin yediği yemeğin tadını diğerinin alması gibi, yada birinin düşündüğünü diğerinin eyleme geçirmesi gibi, yada aynı anda aynı şeyi düşünüp hatta aynı anda aynı şeyi yapma gibi mesela aynı anda kahveye uzanıp içip geri aynı anda koymak gibi. Bunlar istemsizce yapılır ve tamamen özgül bir uyum içindedir. Başka biri ile zorlasınız bu şekilde yapamazsınız. İkizalev işte yaradılıştan böyledir.
Fiziksel olarak görüşmeyen ikizalev dostlarım, bu ayna etkisi siz ayrı iken de devam etmektedir. Aynı anda benzer konuları düşünüyor, benzer şeylere cevap arıyor, belki aynı şablonları devşiriyorsunuz. Belki bedenleriniz birarada değil,ya ruhlarınız?
Telepatik iletişim içinde olan ikizalev dostlarım. Bu telepatide bu aralar artış olması mümkündür. Ne güzel kelimelere gerek duymadan konuşmak ve anlaşmak. Artık yavaş yavaş yükşelişte herşeyin değiştiği ve yeninin geldiği bir dönemde birbirimizi daha çok anlamamız gerekmez mi. Kelimeye ne hacet demiş eskiler, öyle değil mi. Ortada gerçek bir iletişim, gerçek bir aşk varsa ille de kelimelere dökülmesi gerekir mi?
Koşulsuz sevgi her duruma ayak uydurabilen ve her yöne giden bir sevgidir, koşulsuz sevgiyi etiketlemek mümkün olmaz, hatta ikizalevinize ikizim diye etiketlemek bile çok doğru değildir. O sizin ruhunuz, o sizsiniz. O sizin öz frekansınıza eşdeğer bir frekans, size ait değil aslında bütüne aittir. Bunu da gözden kaçırmamakta fayda var.
Birarada olmak herkesin hakkı ve nihayetinde gittiği yoldur. Bu yolda yürürken yalnız değilsiniz, bunu size hatırlatmak istedim. İkizalevinizin tüm acılarını, duygularını, rahatsızlıklarını yaşayabilirsiniz çünkü siz de bütünün bir parçasısınız. Ne güzel değil mi kelimeler kifayetsiz kalıyor…
İyi haftalar

Reklam

“Ayna etkisi / The mirror effect” için 2 yorum

  1. Bunun üzerine Sabahattin Ali’den de bu paragraf çok denk düşüyor.
    “Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize,bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu.
    Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya-başlıyorduk.
    O zaman bütün tereddütler,hicaplar bir tarafa bırakılıyor,ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek birbirine koşuyordu…”

    Sanırım geçmiş edebiyatçılarımızdan bizim gibi şeyler yaşayanlarda bi hayli fazla, iyi ki işi sözcükler olan insanlarda yaşıyor ki bir nebze de olsa yaşadıklarımızın dile gelebildiğini görüyoruz. Celaladdin Rumi sanırım en uygun düşecek ilk örnek bu konuya Allah gani rahmet eylesin hepsine 🙂

    Beğen

Yorumlar kapalı.

%d blogcu bunu beğendi: