Hepimiz gelişmiş ruhlar olarak verme konusunda engin deneyime sahibiz, yani kendi adıma konuşmam gerekirse marks and spencer’da bana hizmet eden satış görevlisi kadın parmağımdaki yüzüğü beğendi diye çıkarıp gönül rahatlığıyla ona verebilen bir insanım:)) ya da evdeki tüm battaniyeleri bir tane dahi kendime ayırmadan Van’da deprem oldu diye oraya gönderebilen:))
Tabi durum böyle olunca dikkatli bir şekilde verme motiflerinize bakmanızı ve incelemenizi tavsiye ediyorum. Çünkü bu sizin alma ile ilgili olan ilişkinizi de belirleyen bir unsurdur. Eğer birine bir şey verirken, bir çıkar güdüyorsanız, veya onu bu şekilde kontrol edebileceğinizi düşünüyorsanız bunun altında derin bir paylaşma arzusu yoktur.
Özellikle bugün paylaşmaktan bahsetmek istedim, çünkü paylaşmak güzeldir, iyi şeyleri paylaşabilen insanlar, başlarına gelen kötü şeyleri de başkalarıyla paylaşabilirler ve burada birlikten bir kuvvet doğar. Paylaşmak ve bunu koşulsuzca yapmak da bunların en önemlisidir.
Koşulsuz paylaşıyorsanız, karşınızdaki kişi ile aranızda derin bir bağ oluşur. Bu bir ihtiyacı karşılamaktan, bir yardım eli uzatmaktan tutun da, aynı hayali paylaşmak veya aynı derdi paylaşmaya kadar gidebilir. Buradaki önemli unsur paylaşılan şeyi o an, varoluşun boşluğunda, kaygısız, hesapsız ve koşulsuz paylaşmaktır. Arkasını ve sonrasını düşünmeden. Böylelikle yeni bir alana da adım atmış oluruz.
Sevgilerimizle